Facebok

17 Kasım 2013 Pazar

ENDONEZYA - BALİ

Endonezya'da ilk durağımız Bali. Couchsurfing'ten başımızı sokacak bir yer bulmuşuz iyi ki, bu sıcakta sırtta çanta tabanı yanmış it gibi dolaşmaktan kurtulduk. Şansımıza taaa Bali'de Janset adında çılgının önde gideni bir Türk kızı bulduk:) Bizim gitmek istediğimiz her yere gitmiş, görmüş, anlatacak binlerce hikayesi olan ve birlikte çok güldüğümüz, çok şey öğrendiğimiz ev sahibimize sonsuz teşekkürler! Evinde bütün yorgunluğumuzu ve yemek özlemlerimizi giderdik. Üçümüz için de bir ilk olarak karaoke bara gittik, anlatılmaz yaşanır bir rezillik ve komedi :) Ve daha çook şey.. Lombok'da karşılaşırız umarım. Şimdi burada Janset'in hikayesinden bahsedeceğim ama anlat anlat bitmez. Kendisi kitap yazmayı planlıyor. Alır okursunuz artık! 
WELCOME TO JANSET HOMESTAY :)
Hava alanında Mabul adasında tanıştığımız Volkan, İdris ve Nathalie ile  karşılaştık. Hemen taksi paylaşımı için plan oluşturduk ve bizimle aynı yere gidecek olan Nathalie ile birlikte Sanur'a geldik. 
Burada Janset'den önce komşusu Hint asıllı Angela ile tanıştık. İngilizce öğretmenliği yapıyor ve inanılmaz bir yemek yapma ve çevresindekilere yedirme isteği var :) Bol acılı yemekleri Coşkun bayıla bayıla götürse de bana acı yok bunu yiyebilirsin diye verdikleri bile acı geldi ama o tatlı dili, çocuksu güler yüzüyle ne pişirse yedirir insana bu kadın :) 

Ertesi gün Kuta'ya gittik. Muhteşem dalgalar ile dünyanın her yerinden gelmiş insanların buluştuğu, surf için başlangıç seviyesine en uygun ve gün batımının şahane olduğu bu yer görülmeye değer.

Burada seyyar satıcılık aşmış durumda. Sürekli bir şeyler satmaya çalışan insanlardan bunalabiliyorsunuz bazen. Mesela
masaas (masaj) diye bağıran kadınlar her yerdeler. Hani bazen bir şarkı dolanır dilinize, sevmediğiniz bir şarkı da olabilir bu ama içinizden yada mırıldanarak sürekli söylersiniz, işte bu kadınların masaj ister misiniz sorusu da bünyede böyle bir etki bırakıyor, sürekli tekrar etme isteği, aynı ses tonu ve şiveyle tabi ki :)
Hatta bir ara gördüğümüz manzara şu; yaklaşık on kişilik turist grubu oturmuş kumların üzerine, gelen geçen yerel insanlara do you want masaaas?? diye bağırıyor :) Adamlar son raddeye gelmiş, sabırlar taşmış :)











İki gün sonra tak bir telefon Volkan ile İdris araç kiralamışlar, biz üç kişiyiz gelmesek mi falan dedim ama aracın büyük olduğunu öğrenen ve gezinin lokomotifi olan Volkan'ın çabaları ile kendimizi apar topar sokağa attık ve arabaya doluştuk. Volkan ile İris CS'den bir yer bulmuşlar ve orada bir Türk'le daha karşılaşmışlar. Emilio. Şaka gibi ama üç Türk Bali'de bir Endonezyalı'nın evinde denk geliyor :) Beş Türk ve bir de İsviçreli başladık Bali'de fink atmaya... Gezinin en eğlenceli yeri şelale kısmı idi. Gerçekten acayip eğlendik. Deli gibi akan suyun altında geçirdiğimiz anlar anlatılamayacak kadar güzeldi. Bunun dışında tırı vırı bir iki yere de gittik. Pirinç tarlası terasları, tapınaklar, sanat atölyeleri, maymun ormanı ve meşhur Luwak kahvesinin üretim yerlerinden biri.. Hemen söyleyeyim bu meşhur ve dünyanın en pahalı kahvesi olarak satılan kahve bilemiyorum belki bizim hödüklüğümüz ama pek bir şeye benzemiyor Türk kahvesinin yanında. Zavallı hayvanlar da kafeslerde bok makinesi olarak sömürülüyor, üzücüydü halleri. Merak edenler için, Kopi Luwak
Bir de gümüş atölyesindeki maceramız enteresandı :) Bali tam olarak pazarlığın ruhunu anlayıp, dibine vurabileceğiniz bir yer! Pazarlık yapabilen bir tipseniz yada yanınızda Volkan gibi pazarlığın kitabını yazabilecek bir arkadaşınız varsa, 50 lira dedikleri gümüş zinciri 5 liraya alabilirsiniz! Volkan'a teşekkürlerimi sunuyorum tekrar buradan :)

































                         









O HİNDİSTAN CEVİZİ, DEĞİL AĞAÇ TEPESİNDE DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDA DA OLSA ALINACAAK!



Akşam da Coşkun'un doğum günü ve Volkan'la İdris'in son gecesi 
olunca Kuta'da girdik bir mekana çok eğlendik ayıptır söylemesi;) Arada sarhoş olup dans etmek de lazım da işte rakısız hep bişeyler eksik be..

Bali'nin nesi meşhurdur?  Bu sorunu cevabı sanırım tanrıları ve tapınakları olacaktır. Her şehirde, her mahallede, her sahilde, her caddede, her sokakta, her ara sokakta, her dükkanda ve her evde bir adet tapınak mevcut. Her tapınak başka bir tanrı için ve başka başka anlamlara sahip. Yolun ortasına konan sunaklardan mı bahsedelim yoksa her hafta olan dini bayramlarından mı bilemedim.
Bu kadar çeşit olunca her şey rengarenk oluyor haliyle :)






























                     
Polis..
Janset ileride kendi organik çiftliğini oluşturmak için dersler aldığını söyledi, bizde fırsat bu fırsat gidip bir görelim, elimiz ayağımız toprağa değsin dedik. 
Her şeyi en basit ve ilkel şekilde yaparak buralarda bir ilki gerçekleştiren çiftlik sahibinin bir evi yok. Gariptir ama bir toprağı da yok. Kiralık bir kaç tarlada hayatını sürdürüyor. Ekip biçip bütün hayatını bildiği tek şey olan çiftçilik üzerine kurguluyor. Yaptığı üretim olabilecek en ilkel yöntemleri içeriyor. Sulama bile elle yapılıyor ve bu ekvator sıcağında hayallerin ötesinde bir zorluk.
Bir gün çalıştık ve çok yorulduk ama yediğimiz mis taze pancarlar, lezzetli domatesler, papaya için fazlasıyla değdi. İyi ki gitmişiz! Bir de Janset hindistan cevizi ağacı yapraklarından şapka yaptı ama Bali'den ayrılırken evde unutmuşuz ya:(






















Bali'ye asıl geliş amacımız olan dalış eğitiminin ucuz olduğunu duymamızdı. Bunu Borneo adasındaki Hint'li bir gezginden duyduk ancak bunun ne kadar büyük palavra olduğunu bir tarafımıza giren şemsiyenin açılmayışından anladık. Gerçekten tahminlerimizin çok üstünde bir para vererek OWD ( Open Water Diver) sertifikasını aldık. Artık gittiğimiz her yerde 18 metreye kadar dalış yaparak almış olduğumuz su altı kamerasının sınırlarını zorlayıp hakkını verebileceğiz. Eğitim dalışlarından ilk fotoğraflar..


























Su altı için asıl hedef Güney Afrika'da büyük beyaz köpek balığının fotoğrafları :) Bakalım bu hedefe ulaşabilecek miyiz ama ilk önce buradan Thailand'ın meşhur adalarına ve Hindistan'a gitmemiz gerekiyor belki çok kısa bir Singapur turu da olabilir öncesinde. Bakalım Endonezya'nın güzelliklerinden ayırabilirsek kendimizi paralar suyunu çekmeden, daha gidecek çook yer var ;)

                       


Emine&Coşkun







4 yorum :

  1. Güzel bir gün geçirmiştik gerçekten, 3 yıl sonra bloglarda rastgele dolanırken burada anılarımıza rastlayınca bir hoş oldum... Sevgiler, Emilio :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayende biz de o günlere gittik şimdi okuyunca, güzel oldu😊 Brezilya'dan sevgilerle..

      Sil
    2. fotoğrafları göremiyoruz ama bir bakar mısın lütfen? :)

      Sil
    3. Bu durum fotoğrafları yüklemiş olduğumuz internet sitesi imgur.com un Türkiye'den erişiminin yasaklanması ile ilgili bir problem. DNS yada proksinizi değiştirerek yani internete Türkiye dışındaki bir ülkeden giriyormuş gibi yaparak fotoğrafları görüntüleyebirsiniz.

      Sil